Deve güreşleri maalesef Ege Bölgesi'nde oldukça yaygın. Bunlardan
en güncel olanı da, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde (!) çok yakınımızda, Bayraklı Belediyesi tarafından organize
ediliyor. Bu güreşleri düzenleyenler, bizi ve özellikle çocuklarımızı, canı
yanan hayvanların dramatik bir temsiline çağırıyorlar ve bu temsili izlerken çok
eğleneceğimizi vaad ediyorlar.
Deve güreşlerinin, hayvan haklarını düzenleyen kanunun ve
Türkiye’nin imzacısı olduğu Hayvan Hakları Evrensel Bildigesi’nin ihlali olması
gibi hukuki ekseni bir tarafa bırakırsak, deve güreşleri, insanın, başka bir
canlının eziyeti üzerinden eğlenmeyi öğrenmesi gibi son derece tehlikeli bir kültürlenme
deneyimi olarak değerlendirilmelidir.
Develerin birbirlerine zorla şiddet göstermesi ve şiddet
görmesinin, özellikle çocuklara “keyif kaynağı” olarak sunulması, şiddetin ürkütücü
bir şekilde sosyalize olması ve normalleşmesi anlamına gelir.
Bununla birlikte, deve güreşleri, çocuklara, hayvanların,
dünyayı paylaştığımız komşularımız değil de, istediğimizde şiddet uygulayabileceğimiz
bir “alt tür” oldukları mesajını verir.
Konu güreşerek kazanmak olduğu için gerek develerin güreş
performanslarını arttırmak için
gördükleri eziyet, gerek güreş sırasında
yaşadıkları, gerekse güreşmek istemediklerinde ya da yaralandıklarına başlarına
gelenler, şiddet temalı tüm “eğlenme” (!) biçimlerinde olduğu gibi, yalnızca
develer adına değil, insanlık adına da ürkütücü boyutlara varabilmektedir.
Çocuklarımızı deve güreşlerine götürmeyelim. Yalnızca deve
güreşlerine değil, hayvanat bahçelerine, sirklere, yunus parklara götürmeyelim.
Bu organizasyonları yapanlara itiraz edelim.
Çocuklarımızın doğanın bir parçası olarak eğlenebilecekleri
yeteri kadar olanağımız var. Komşularımızı dövüştürerek, eziyet ederek eğlenmek
(!) için ise hiçbir nedenimiz yok !
Yedi İklim
Erken Çocukluk Öğrenme Merkezi
Okul Meclisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder