Çünkü, popüler kültürü işgal eden
oyunlar/oyuncaklar maalesef masum değil, maalesef yaratıcı değil, maalesef
eşitlikçi değil ve maalesef çıkarcı, maalesef cinsiyetçi, maalesef saldırgan,
maalesef şiddet dolu, maalesef totaliter olarak yapılandırılmış durumdalar. Ve
nevresim takımından, zücaciye ürünlerine, çizgi filmlerinden dijital oyunlara
kadar son derece organize durumdalar.
İşkenceye varacak kadar ağır
şiddet içeren oyun, oyuncaklar bir yana, çoğumuza masum görünen bir dijital
yarış oyunu dahi ciddi şiddet öğeleri içerebiliyor. Yarışırken, yıkılan
ağaçlar, binalar, kazanmak için tahrip edilen yollar, bitiş çizgisine varmak için
hoyratça darman duman edilen doğa…
Yüksek hırs, ağır rekabet, stres,
bol uyaran ve aşırı hareket, bolca cinsiyet ayrımcılığı, sorunlu güzellik
algısı, güç-iktidar hevesi, ürkütücü derecede hoyratlık…
Bu oyun ve oyuncakların
çocuğunuzun sosyal ve entelektüel yaşantılarında yarattığı tahribatı çok
yakından görüyoruz. Bu konu çocuklar için de, güvenli ve çocuk yaratıcılığını
esas alan bir okul yaratabilme çabamız açısından da fevkalade önemli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder